Hayatın İçerisinden Gelen 7 Dakika – XII

This post has already been read 1115 times!

7 Dakika İle Gelen “ Dert mi? Mesele mi?……?”

Merhaba ayselevran@ttmail.com, aevran@etsgelisim.com paylaşım dostları;

Hayatın içerisinden gelen 7 dakika paylaşım yolculuğunun önceki duraklarında bu yolculuğu özellikle bugünlerde  başlatma gerekçesi ile birlikte olabildiğince yaşamın normal günlerindeymiş gibi misafir ağırlama talimatının birinci ve ikinci bölümü, aynalar, kahve ve kırk yıllık hatıra, sorular ve sorular, ilk giren ilk çıkar mı?, kelimelerin gücü : talebe, öğrenci – öğretmen, ben kimim?, yazı arkadaşı – yazıdaş, meyva salatası, ev yapımı poğaça ile paylaşımlarımızı devam etirdik.

Bu durakta “hayatın içerisinden gelen bir başka 7 dakikanın yazdırdığı, Dert mi? Mesele mi”  ile zihinsel ve duygusal dalgalanmaya devam edelim, ne dersiniz?

Günlerden bir Cumartesi bir birini tamamlayan ve bir o kadar da zenginleştiren biri mühendis diğeri de doktor olan iki arkadaş kelimelerin insanı nasıl etkilediğine ve kelimelerin insanın her anını farklı şekilde nasıl dönüştürebileceğine dair konuşurken . konu geldi Mısri’nin derdim dermanımdır benim ifadesine. Doktor olan arkadaş dert kelimesi beni bulunduğum yere haps edip ve o yerden çıkılamayacak hissi vermektedir. Dert ifadesi daha bir bireyseldir, oysa ki mesele kelimesinin kendisi daha zenginleştirici, daha vizyoner bir bakışı barındırmaktadır dedi.

Toplumsal ve bireysel yaklaşım ile kelime ilişkisi mi?

Dedi de bu kadar ile kalmadı devam etti, mesele daha toplumsaldır, meseleyi ele aldığında ve meseleye dair alternatifler geliştirdiğinde toplumsal çözüm bulmuş oluyorsun. Vay be kelimelerin gücüne baksana dert ve mesele aynı şeyi ifade ediyor gibi, aslında değil her bir kelime kendi içerisinde bir anlam  kadar yaşam şeklini, düşünce yapısını olguları ele alış biçimini barındırmaktadır. Hani boşuna demiyorlar ne dediğine dikkat et diye. Evet dert ve meseleden geldik nerelere. Tam da bu nokta da mühendis olan arkadaşta evet ya bende problem, sorun yerine sorular ifadesini kullanmayı tercih ediyorum. Problemde, sorunda zorluk stres ve bir o kadar kavga var. Oysa ki soru öyle mi? Soru beraberinde çözümü getiriyor. Soru çözdükçe bilgin ve pratiğin artıyor. Müşteri problemi yerine müşterinin soruları veya çocuğun problemi yerine çocuğun bize soruları var desek neler değişir.  Çocuğa, müçteriye nasıl yaklaşırız. Problemin nedir? Meselen nedir? Soruların  nedir? Derdin nedir?… bu ifadeleri bir sessiz ve birde yüksek ses ile ifade ettiğimizde neler his ediyoruz? neleri çağırıyoruz……

Gelecek durakta “Bir başka 7 dakika ile Hayatın İçinden Gelenler” ile yolculuğumuzu sürdürmek dileğiyle;

Sevgiyle ve huzurla huzurda kalın

Aysel Evran

ayselevran@ttmail.com; aevran@etsgelisim.com ; www.ayselevran.com, www.etsgelisim.com

BİR FULARLIK FARK!®

İle

MASADAN SAHAYA

Devlet Siyaset Aile Şirket Ülke Üniversite Toplum Birey

YÖNETİMİ®

Share

You may also like...