Hayatın İçerisinden Gelen 7 Dakika – XVII

This post has already been read 1251 times!

7 Dakika İle Gelen “Sevdası Ölünce Anlaşılır Bazılarının  ” ????
 Merhaba ayselevran@ttmail.com, aevran@etsgelisim.com paylaşım dostları;

Hayatın içerisinden gelen 7 dakika paylaşım yolculuğunun önceki duraklarında bu yolculuğu özellikle bugünlerde  başlatma gerekçesi ile birlikte olabildiğince yaşamın normal günlerindeymiş gibi misafir ağırlama talimatının birinci ve ikinci bölümü, aynalar, kahve ve kırk yıllık hatıra, sorular ve sorular, ilk giren ilk çıkar mı?, kelimelerin gücü : talebe, öğrenci – öğretmen, ben kimim?, yazı arkadaşı – yazıdaş, meyva salatası, ev yapımı poğaça, dert mi? mesele mi?, kelimelerin gücü, baharatın gücü, demleme- demlenme, denge, Kırık – Diyarbakır Kırığı, orta da durma halleri, çay ile gelen özel anlar ile paylaşımlarımızı devam ettirdik.

Bu durakta “hayatın içerisinden gelen bir başka 7 dakikanın yazdırdığı, sevdası ölünce anlaşılır bazılarının”  ile zihinsel ve duygusal dalgalanmaya devam edelim, ne dersiniz?

Ölünce sevdasının anlaşılması durumunun, yaşanmışlığının 2000’li yıllarda geçerli olmayacağını veya artık bunun tarihin sarı tozlu sayfasında yerini aldığını ve hatta olabildiğince komik geldiğini düşünebiliriz. Gelin zaman makinasına binelim takvimin 1970’li yılların ilk günlerini gösterdiği Diyarbakır’ın dar küçelerinin yer aldığı mekana doğru gidelim.  İşte bu tarih ve mekanda yumurta topuklu kundurasının arkasını da kırarak kırıklar üyesine kayd olur bir delikanlı.

Diyarbakır kırığı ve bir mukavele ….

Diyarbakır kırığı kundurasının arkasını kırarak kırıklar kulübüne üyeliğe doğru adımını atarken bir mukavele imzalar, bu mukavelenin en ağır maddelerinden birisi mahallenin kızı bacımızdır maddesi. İşte ne olduysa bu mukaveleye imza atıldığından henüz birkaç saat geçmemişti ki kırıklık unvanını yeni alan Mehmet Diyarbakır’ın dar küçelerinden geçerken başını sağa çevirmesin mi? aman Allahım bu ne güzellik bırakın Diyarbakır evsel bahçesinde cennette olması mümkün olmayan bir çiçek ile karşılaşır, bu çiçeğin adının Belkıs olduğunu sonradan öğrenir de nafiledir sevdası, çünkü Belkıs mahallesinin kızıdır, hem de komşusudur ve bir de biraz önce imzaladığı mukaveleye göre de bacısıdır, bacıya bakılır mı yan göz ile dahi.

Mehmet gömer sevdasını cebine, gönlüne ve yastığının altına. Başlar yazmaya ve gün gelir Mehmet henüz 28 yaşında iken o zamanın hastalığı ince hastalıktan ölür. Mehmet’in yastığının altı Belkıs’a gönderilmemiş mektuplarla doludur. Evet Diyarbakır da kırıkların sevdaları ölünce siyah mürekkepli dolma kalemler ile kar gibi beyaz kağıtlara yazılmış mektuplarla ile açığa çıkar ve anlaşılır. Mektupların yastığının altında  bulunmasını ister miydi Mehmet?

Gelecek durakta “Bir başka 7 dakika ile Hayatın İçinden Gelenler” ile yolculuğumuzu sürdürmek dileğiyle;

Sevgiyle ve huzurla huzurda kalın

Aysel Evran

ayselevran@ttmail.com; aevran@etsgelisim.com ; www.ayselevran.com, www.etsgelisim.com

BİR FULARLIK FARK!®

İle

MASADAN SAHAYA

Devlet Siyaset Aile Şirket Ülke Üniversite Toplum Birey

YÖNETİMİ®

Share

You may also like...