Satış Yönetim Süreci-XX

This post has already been read 413 times!

Marka Gücünün Ekonomik Değere Dönüştürülmesi ????

Merhaba ayselevran@ttmail.com, aevran@tsgelisim.com paylaşım dostları,

“Satış Yönetim Süreci” kapsamında başlattığımız paylaşım dizimizin önceki duraklarında satış yönetim sürecinin sürdürülebilirliğini etkileyen ne iş yapıyoruz?  Sorusunu cevaplamak ile birlikte müşterileri tanımayı sağlayacak sorular, şirketin temel yetkinliklerinin belirlenmesi, pazarlama sürecinin doğuşu, patentler ve patent yasaları, marka imajını etkileyen faktörler, ürün grupları, fiyat, dağıtım ve satış promosyonları, reklam ve tanıtım, tüketim malları kanalları, katalog, web ve acentelar aracılığıyla satışlar, müşterilere erişim, müşteri satın alma sürecinin kolaylaştırılması, satış stratejilerinin oluşturulması ve geliştirilmesi, dış ve iç çevre analizleri, firmanın temel yetkinlikleri, stratejik pazarlama kararlarının oluşturulması, marka planları, rekabetçi fiyatlar, fayda sağlama hikayesine dair paylaşımlarda bulunmaya çalıştık.

Bu durakta “Marka Gücünün Ekonomik Değere Dönüştürülmesi” odaklı zihin jimnastiği yapılmasına ne dersiniz?

Marka değeri yaratmada emsallerinden ve rakiplerinden daha iyi performans gösteren şirketler bunu iyi anlıyor ve uzun vadeli hissedar değerini güvence altına almanın bir yolu olarak şirketin diğer önemli stratejik varlıklarını yönetecekleri için markalarını proaktif olarak yönetiyorlar.

Günümüz markalaşması, on dokuzuncu yüzyılda bazı batı dünyası firmalarının belirli markalar adı altında paketlenmiş ürünler satmaya başlamasıyla başladı. Bazı ülkelerde birkaç yıl öncesine kadar un, şeker, süt, mum ve turşu gibi yaygın ürünlerin çoğu markasız olarak satılıyordu. Sadece son zamanlarda, bu ürünler markaları buldu ve rakip şirketler tarafından satılan neredeyse benzer ürünleri ayırt eden ayırt edici markalara sahip paketler halinde satılmaya başlamıştır.

Oldukça eskilere dayanan kavramlar ve-ya uygulamalardan birisi de markanın kendisidir. Tarihsel olarak, markalar, kabilelerin Mısır’daki sığırlarını markalaştırdığı M.Ö. 2000’den beri moda olmuştur. M.Ö. on dokuzuncu yüzyılda Yunanlılar ve Romalılar mahkumlarını ve kölelerini ceza olarak damgalıyorlardı.

Markalaşma süreci  I. Dünya Savaşı’ndan sonra ivmesini yükseltmiştir.  Markaya ve markalaşmaya niçin ihtiyaç vardır? Özellikle benzer ürünlerin farklılaştırılması çalışmaları ön plana çıkmaktadır. Bilindiği üzere ürün satmak için ikna tekniklerinin kullanılmasına ihtiyaç duyulur, her satıcı kendi ürünlerinin diğer ürünlerden daha üstün olduğunu ifade edebilmek için bir markanın varlığından güç almak ister. Bilindik ve kabul görmüş markaların ekonomi dünyasındaki değerleri her geçen gün artmaktadır. Markaların bilinirliğinin artırılması ile reklamlar gündeme gelmektedir.

Gelecek durakta “ Marka ve Reklam İlişkisi” ile yolculuğumuzu sürdürebilmek dileğiyle;

Sevgiyle ve huzurla huzurda kalın

Aysel Evran

ayselevran@ttmail.com; aevran@etsgelisim.com ; www.ayselevran.com, www.etsgelisim.com

FULARLIK FARK!®

İle

MASADAN SAHAYA

Devlet Siyaset Aile Şirket Ülke Üniversite Toplum Birey

YÖNETİMİ®

Share

You may also like...